Türk-İslam Eserleri Müzesi restore edilip kültür dünyasının hizmetine girdi. Ancak müzenin yeni dekorundaki bazı sıkıntılar ve tercüme hataları, verilen emeği gölgede bırakacak türden.

Türk-İslam Eserleri Müzesi, geçtiğimiz aylarda restore edilerek tekrar ziyarete açıldı. Ancak pek ziyaretçisi olduğu söylenemez. Hemen karşısındaki Ayasofya ve Sultanahmet Camii'ne büyük bir ilgi olurken, Türk-İslam Eserleri Müzesi'ne beklenen alâka yok dersek yanılmış olmayız. Müzeye henüz adım atmıştık ki büyük bir şaşkınlıkla karşılaştık. Odaya girer girmez karşılaştığımız serlevhada kocaman bir tercüme hatası okunuyordu. ‘Orta Çağın ünlü seramik merkezi' başlığı bulunan sergi odasındaki vitrinin hemen üstünde Türkçe ‘Rakka… Bağdat'ın başkenti ve Fırat incisi' ibaresi yer alıyor. Kendi kendimize sorduk Bağdat devleti diye bir devlet tarihte vakî midir? Cevap hayırdı. Veyahut Rakka o ülkenin başkenti mi olmuştu? Umarız ki böyle bir kayda en azından biz rastlamamış olalım. Fakat buradaki bir başka ifade de yenilir yutulur türden değildi. Metnin İngilizce ibaresinde yer alan ‘Raqqah is the capital of Baghdad and is the pearl of Tigris' cümlesi de başka bir gariplikle iç içeydi. Sabık cümleyi “Rakka Bağdat'ın başkenti ve Dicle'nin incisidir” şeklinde tercüme edebiliriz. Fakat, Türkçe metinde Dicle Nehri'nin ismi Fırat olarak verilirken sadece çeviri değil aynı zamanda bir coğrafya hatası da yapılmış oluyordu. Çünkü Fırat Nehri, Bağdat'tan geçmiyor. Bunu anadili İngilizce olan ve bizimle birlikte müzeyi ziyaret eden dostumuz da onaylayınca şu sonuca vardık: Olmayan bir Bağdat devleti kurmak, Rakka'yı oranın başkenti yapmak ve üstüne üstlük Fırat Nehri'ni İngilizce ‘Dicle' diye tercüme ederek onu Bağdat'tan geçirmek Türk-İslam Eserleri gibi Türkiye'nin gözde kültür merkezlerinden birine yakışmamıştı.