Tarihte yer alan diğer İslam devletleri ve onlardan baki kalan sanat eserlerini ziyaret etmeye devam ettik etmesine fakat İngilizce metinlerin tamamına yakınında bulunan imlâ, gramer ve tercüme hataları karşısında baştaki heyecanımız giderek yok oldu. Hatta etrafımızda bu metinleri okuyan turistleri gördükçe, “İnşallah üstünkörü okuyup geçiyorlardır” diye dualar da etmedik değil. Müteaddit yerde ve usulde işlenen bu dil kabahatleri furyasının yalnız buraya mahsus olmadığının da bilincindeyiz. Ancak istisnasız devam eden yanlışlıklar karşısında, acaba bu ehemmiyetli levhaların bir kolaycılık kurbanı mı olduğu sorusunu sormadan edemiyoruz.

Sıradaki hata ise müze gezimizin sonunda ağzımızda acı tat bırakacak türdendi. Müzenin Lihye-i Saadetler kısmındaki tercüme metnini yalnız hatalı diye vasıflandırmak yetmez, bu işi gayri ciddi bir icraatın neticesi diye de tabir edebiliriz. İngilizce metnin ilk paragrafında Peygamber Efendimiz'e ait (sas) sakal-ı şerif, ilk manası ‘kedi bıyığı' anlamına gelen ‘the whiskers' kelimesiyle tercüme edilmiş. Bu nahoş ibarenin tercümede nasıl yer aldığı hakkında bilgimiz yok. Ancak bahsi geçen metnin özenden yoksun bir tercüme olduğu ve bu yüzden ziyaretçileri kimi zaman tebessüm ettirdiğine bizzat şahit olduk. Bununla beraber pek çok yerde yapılan imla ve noktalama hataları da bu uzun zincirin diğer halkaları.

Hatalar zincirinden birkaç örnek

-Kedi-köpek gibi hayvanların bıyıkları manasına gelen ‘whiskers' kelimesi yerine saç tutamı manasındaki ‘strands' kelimesi kullanılmalıydı. Bugün dahi muhafaza edilen sakal-ı şerif metni şu şekilde tercüme edilebilirdi: The companions of the Prophet took great care to preserve the Sakal-i Serif, strands of hair from Muhammad's beard.

Turistler için verilen açıklamalar özensiz ve ön kabullerle tercüme edilmiş. Arapça izah ise yok.

-Uzak Asya gibi yerlerden gelmiş Müslümanlar, bu coğrafyaya mahsus bazı İslamî geleneklere hakim olmayabilir. Türk-İslam sanatlarını açıklayıcı levhaların bu önemli detayı kaçırmış olması teşhir mekânlarını gezen diğer Müslüman turistleri de sıkıntıya sokuyor. İbarelerin ayrıca Müslümanların ortak dili olan Arapçaya da tercümesi gerekli.

Bu tarihî elyazması Kur'an-ı Kerim'de kırmızı renkte meal verilmiş ama açıklamada yer bulamamış.

-Onlarca imla ve tashih gerektiren hatadan birkaçı… Sıralayacağımız yanlışlar tercüme edilen metnin tashih edilmeden doğrudan basıldığını gösteriyor. İmla ve gramer hatalarını parantez içine alarak aynen aktarıyoruz: ‘Sakal-(1) Şerif', ‘the letters of the Quran (is)', ‘the outer description of (the) Muhammad (p.b.h.)'

Metinlerde yanlış tercümelerin yanı sıra tashih hatalar da mevcut. Front kelimesinin ‘fornt' şeklinde yazılması gibi.

-İngilizce çevirilere yabancı gözüyle bakıldığı vakit, turistlerin metinlerde kaybolma tehlikesi ortaya çıkıyor. Zira tercüman, metinleri ziyaretçilerin İslam dini ve medeniyeti hakkında ön bilgiye sahip olduğu kabulüyle hazırlamış. Mesela Hilye-i Hakani'yi izah eden metinde geçen Mevlid ve Muhammediye'nin ne manaya geldiği meçhul.

-‘Ahirzaman peygamberi' tabirini izah etmek isteyen mütercim, bu tabiri ‘kıyamet günü peygamberi' manasına gelen ‘Doomsday prophet' olarak İngilizceye çevirmiş. Son derece olumsuz bir manaya çekilebilecek bu kullanım, bilhassa yabancıların aklını karıştırabilir ve İslâmiyet hakkında yanlış bir intiba bırakabilir.

Müzede sevindirici bir unsur, Efendimiz'in (sas) taş üzerindeki ayak izinin sergileniyor olması.

Bir köşeye iliştirilen kadem-i saadet

Müzenin ziyaretçilerine bir güzel sürprizi ise Hz. Muhammed'in (sas) ayak izi olan kadem-i saadetin ziyarete açılması. Efendimiz'in (sas) kutsiyetiyle adeta erimiş halde görülebilen kaya, ziyaretçileri ibret ve rikkate sevk ediyor. Yalnız bu memnuniyet verici köşenin sunumunda bir sıkıntı mevcut. Efendimiz'in (sas) kaya üzerinde beliren mübarek ayak izi, teşhir salonu köşesindeki daracık bir camekâna yerleştirilmiş. Kadem-i saadetin bu sıkışık alana yerleştirilmesinin, gelen kalabalıklarla beraber bir keşmekeşe sebebiyet vereceği iyi hesap edilememiş. Husûsen kadem-i Nebi'nin kutsiyetini ve ağırlığını taşıyacak bir tarzda takdim edilmesi kutsi mirasa saygı ve ihtiramın gereği olmalıydı. Bununla beraber diğer salonda teşhir edilen tarihî sandukalara, kapılara ve halılara dokunan ziyaretçiler için de daha sıkı tedbir alınması şart gözüküyor.

‘Kadem-i saadet'in bulunduğu camekânda isminin dışında hemen hemen hiçbir malumat bulunmuyor.

Müze yönetimi, bahsi geçen yanlışları hatırlattığımız için önce teşekkür etti. Konuyla alâkalı olarak ise İngilizce metinleri Boğaziçi Üniversitesi mezunu bir hanımefendiye hazırlattıklarını ve hataların en kısa vakitte düzeltileceğini ifade etti.

Ali Ünal (Yazar): Mütercimlerin islam akaidine hâkim olması lazım

“Mütercimler, her şeyden önce Türkçe, Arapça, İngilizce değil, dil bilmiyor. Bırakın müzedeki yanlışları, böyle metinleri tercüme edebilmek için en azından tefsire, hadise, fıkha, kelâma ve daha pek çok ilme ait kavramlardan haberdar olmak gerekir. Burada anlaşılacağı o ki mütercim, kelime kelime tercüme yapmış ama manâyı, muhtevayı kendisi de anlamamış.”